Çocuk ve Öfke
Bu başlığı görünce belki şaşırdınız, bebeğin ya da çocuğun öfkesi mi olur? Oysa öfke insanı zarar gördüğü, rahatsız olduğu durumlardan koruyan, sınır koymasını sağlayan, hoşlanmadığı durumları belli etmesine yardım eden, önemli bir duygudur. Bebeklerin de hoşlanmadığı şeyler olur ve büyüdükçe çocukların da istemediği pek çok durum oluşur. İşte bu yüzden hem bebeklerin hem de çocukların öfkesi olabilir. Bu içerikte bunu anlamanın, sağlıklı biçimde dışavurmanın yollarını keşfetmenize yardım olacağız.
Bebeğin duyma becerisi anne karnındayken 26. Haftada oluşur. 26 haftalık bir bebek annesinin sesini, sesinin tonunu, iniş ve çıkışlarını takip edebilir. Bebek doğduğunda, annesinin sesine ve annesinin sesiyle anlattığı duygularına hakimdir. Duyumsama anne karnında başlar. Duyguların başlangıcında duyumlar vardır. Duygular duyumlardan gelir. Örneğin, kimi insan soğuğu sever, kimi insan sıcağı sever. Çünkü soğukta durmak bazı insanların bedenine ferahlık ve canlılık verirken, bazılarına rahatsızlık verir. İşte bu yüzden duygular benliğin en önemli temsilcisidir. Sıcak ya da soğuk, iyi ya da kötü değildir. Sadece o kişiye iyi gelmez. Duyguları yaratan durumlar da, iyi ya da kötü olarak değerlendirilmesinden bağımsız, kişiye nasıl geldiği nasıl hissettirdiği ile ilgilidir. Tüm duyguların içinde öfke bize kendini koru der, burada güvende değilsin kaç der, burada saldırıya uğruyorsun kendini koru, önlemini al der. Duyumsamanın olduğu yerde öfke vardır. Belki bizim anladığımız düzeyde olmasa da bebek anne karnındayken bile öfkenin gerginliğini duyumsar. Ortamı sevmeyebilir, annenin sesindeki gerginliği sevmeyebilir, aile ortamı çok gergin olabilir.
Bebeklerde ve çocuklarda öfkeyi neden anlamalı, kabul etmeli ve onlara aktarmalıyız? Çünkü soğuktan titrerken size soğuk iyi geliyor canlılık veriyor diye, “Çok soğuk anne!” diyen çocuğunuza “Hiç de değil, ne kadar güzel.” demek, çocuğun duyumlarını yok saymak, bu yolla onun benliğini yok saymak olur. Bu demek değildir ki öfkesine yardımcı olmayacağız ele almasına kendine iyi gelen yolu bulmasına yardımcı olmacağız. Ancak burada öfkelenecek bir şey yok yerine acaba bebeğim ne’den rahatsız oldu, acaba onu ne rahatsız etti sorularını sormak hem bebeğinizi daha iyi tanımanıza hem de bebeğiniz yetişkin olduğunda onun kendi öfkesini iyi anlayarak kendi öfkesiyle kendini uygun biçimde korumaya, sınırını koymasına yardımcı olmuş olacaksınız. Çünkü eğer bebeğin/çocuğun duyumları ve duyguları ve öfkesi yok sayılırsa çocuk kendini yorumlamayı kendini anlamayı kendini dinlemeyi bırakacaktır.
Öfkesi duyulan bir çocuk için nelere dikkat etmeliyiz?
0-1 Yaş
Bebek daha doğmadan duyumsamaya başlar ve dolayısıyla hissetmeye başlar. Duyumsanan, algılanan ve hissedilen, her yerde sevilen, hoşlanılan olacağı gibi, sevilmeyen ve hoşlanılmayan durumlar da olacaktır. Bu çok doğaldır. Buradaki amaç bebeği hoşlanmadığı durumlardan korumak değil, hoşlanmadığı durumları fark etmek; azaltabiliyorsak azaltmak, eğer azaltamıyorsak onun yarattığı rahatsızlığın üstesinden gelmesine yardımcı olmaktır. Örneğin kolik olan bebekler, bazen elimizde olmasa da daha gergin bir ev ortamı, evin sıcaklığının tam ayarlanamamış olması gibi günlük hayattaki pek çok şeyden rahatsız olabilirler. Bu noktada öfkeyi anlayacağımız ilk adım bebeğin ağlamasını takip etmektir. Bebeğinizin nerede ve ne zaman ağladığını takip etmek öfkesinin anlaşılması için önemlidir.
- Bebekler bir şeyden hoşlanmadıklarında ağlarlar. Ortama göz gezdirin, yenidoğanı her şey rahatsız edebilir. Karnı tok olduğuna emin olun. Altı temiz olduğuna emin olun. Ardından ilk zamanlarda keşfetmek için kendinize izin verin, bu ilişkide ikiniz de yenisiniz, ikiniz de zamanla birbirinizi öğrenecek ve tanıyacaksınız.
- İlk zamanlarınızı atlattıkça, bebeğin çevre hakkında farkındalığı arttıkça, bebekler hoşlanmadıkları durumlardan kafasını çevirerek, göz kontağını keserek kaçınmaya çalışırlar. Bu davranışlarını takip ederek nelerden hoşlanmadıklarını öğrenebilirsiniz.
- Hoşlanmadığı bir durum olduğunda ve bunu belli ettiğinde, “Hmm hiç hoşuna gitmedi.” diyerek bebeğinizi kucağınıza alın ve hafif salınımla gezdirin.
- Hafif ses tonuyla konuşun, “Aaaa bu ışık hiç hoşuna gitmedi.” gibi...
- Dans edin.
- Tüm bunlar rahatsızlığını anlamasanız bile, ona iyi gelen şeyler olduğu için, öfkesinin ele alınmasında yardımcı olacak, anlaşıldığını hissettirecek çok basit ve çok etkili yardımcı davranışlardır.
- “Hmmm sen bunu hiç sevmiyorsun.”, “Bu seni korkuttu.”, “Hmm hoşlanmadın.” gibi cümlelerle bebeğinizle konuşun.
1-3 yaş
1 yaş civarı bebekler daha fazla hareket özgürlüğüne sahiptir, ancak 2 yaş civarı başlayacak olan ayrışma döneminden önce anneye daha fazla düşkün hale gelirler. Örneğin, anne yalnız tuvalete, banyoya girememeye, bebek bir yabancı gördüğünde anneye sarılmaya başlar. Bu dönemde annenin bebeği olabildiğince desteklemesi, bebekteki stresi azaltacağı gibi uzun vadedeki ayrışma sürecini kolaylaştırıcı olacaktır. Eğer anne bebeğin bağımlı davranışlarından rahatsızlık hissederek bebeği daha çok yalnız bırakmaya, alışması için yalnız bırakmaya başlarsa bu bebekte anneye karşı öfke yaratabilir. Ayrıca, yine bebek artan motor becerileri gereği çevreyi keşfetmeye başlar. Eğer çok fazla engellenirse bu durum da çocukta öfke yaratır. Çocuk gün içinde çok stres yaşıyor, yemek ve uyku problemleri yaşıyorsa, ebeveyni tarafından onun düzeyine göre fazla engelleniyorsa kendine vurma, kafasını yere vurma gibi davranışları ortaya koyar. Bunlar günlük stresinin ve öfkesinin belirtileridir. Bu davranışları olan bebeğin öfkesinin olduğunu ve bu öfkesinin sağlıklı yollarla ele almanız gerektiğini aklınızda tutmanız önemlidir.
Bu dönemde yapabilecekleriniz:
- Bazı bebekler sizin sınırlarınızı daha kolay kabul eder, bazı bebekler daha çok özgürlük ister. Bebeğinizin bu anlamda nasıl bebek olduğuna dikkat edin, daha çok hareket etmek mi istiyor, daha çok tırmanmak mı istiyor, daha çok karıştırmak mı istiyor. Daha çok nesneleri takıp çıkarmak bozmak ve incelemek mi istiyor. Bu doğrultuda onun bunları yapabileceği güvenli ortamlar yaratın.
- Yemek Açık havada, doğada, parkta vakit geçirmesini sağlayın.
- 1 yaşından sonra bazı bebekler bazı şeyleri kendi yapmak ister, çatalını kendi tutmak, yemeğini kendi yemek, ayakkabısını getirmek gibi, güvenli biçimde bunlara izin verin, destekleyin.
- Uygun yerlerde kontrolü bebeğinize vermek öfkenin önüne geçer. Örneğin, zor yemek yiyen bebeğinizin eline kaşık verin ve sizin ağzınıza yemek koymasına izin verin.
- Eline kaşık veya bebek çatalı verin ve kendi yemeğini yemesini/yemeye çalışmasını sağlayın.
- Ağlıyorsa yorgunluktan mı, stresten mi, açlıktan mı uykusuzluktan mı ayırt etmeye ve ihtiyacını gidermeye çalışın. Karnı tok, uykusunu almış ve yorgun değilse etrafta onu strese sokan şeyi bulmaya çalışın. Bir diğer durumda, bu uyaranla daha farklı biçimde temasını sağlayın. Daha fazla tanıtarak veya daha az yoğun biçimde bu uyaranla karşılaşmasına dikkat edin.
- Öfkesi için, gıdıklama, yatakta yuvarlanmaca oyunları oynayın.
- Alt değiştirme, mama sandalyesine oturma, araba koltuğuna oturma güç savaşına dönebilir. Oyunlaştırarak bunları yapmaya çalışın. Örneğin alt değiştirme için yatağa yatırın altını açmayın, üzerine eğilin saçlarınızı yakalamaya çalışsın, ceee eee oynayın.
- Bebeğiniz geçen yıla göre kendisinin ve ihtiyaçlarının daha fazla farkındadır ancak hala kendini tam olarak ifade edemez. Kendini ifade edememesi bebekte öfke yaratır. Bu yüzden en çok öfke krizlerinin olduğu dönemler 1 -3 yaş arası olabilir. Bu yüzden bu anlarda ebeveynin yapacağı en sağlıklı durum, bebeğin öfkesine kapılmamaktır, siz sakin olduğunuzda onu kucağınıza almaya çalıştığınızda, aaaa bu hiç hoşuna gitmedi ben anlayamadım gel beraber…. yapalım diyerek hoşuna giden bir şey önerdiğinizde öfke krizi biteceği zamanda bitecektir, ancak siz onun öfkesine kapılırsanız öfke krizi daha da büyeyecek ve her gün daha da artacaktır. Sakin olmak için derin nefes alın, kendinize onun daha bebek olduğunu hatırlatın, yorgunsanız lütfen destek istemekten çekinmeyin.
- Su oyunları oynayın, beraber koşun.
3-5 Yaş
Bebeğiniz 3 yaşına geldiğinde çocukluğa adım atmıştır. Kendini ifade eder, kendi ihtiyaçlarını anlatır. Daha net ve istekleri doğrultusunda cümle kurabilir. Anlaşılmamak öfke yaratır. İzin verilmemesi, kısıtlanması öfke yaratır. Eğer bu yaş grubu çocuğunuzda öfke problemleri varsa önce evinizin duygu iklimini değerlendirin eşinizle aranız nasıl, çocuğunuz büyüdüğü için beklentileriniz çok yüksek olabilir mi ve bu yüzden çocuğunuza öfkeli davranıyor olabilir misiniz? Bu yaş grubundaki çocuklarda ev iklimi ve kısıtlanmalar öfke yaratabilir.
- Duygularından bahsedin, aaa buna çok üzüldün, bu seni çok mutlu etti, hmm bu öfkelendirdi diyerek bedenindeki duyumların ne anlama geldiğini ona tanıtmış olursunuz. Böylece öfkelendiğinde ben sana kızdım diyebilme şansını ona vermiş olursunuz.
- Kendi duygularınızdan bahsedin, hmm ben kızdım, bu beni üzdü, sana kocaman sarıldığımda dünyalar kadar mutlu oldum deyin. Ev iklimine bunu yerleştirin.
- Çok kısıtlanan, çok sınırlanan çocuk öfkeli olabilir. Güvenlik kapsamında koşmasına, yeteri kadar hareket etmesine, zıplamasına tırmanmasına izin verin.
- Doğaya çıkın yaprak toplayın, kışın kozalak toplayın, ağaçlardan düşen dalları toplayın, bunları eve getirip boyayabilirsiniz. Doğada olanları incelemek, doğada vakit geçirmek çocuğunuzun duyumlarını harekete geçirir, bedeninin, hislerinin farkına varmasını sağlar ve tüm bunlar çocuğunuzun kendini ifade ediş biçimini sağlıklı biçimde etkiler. Örneğin bak kuru yaprak avucumuzda çıtır çıtır oluyor, yeşil yaprak daha yumuşak gibi tanımlamalar onun çevresini farkına varmasını sağlar.
- Biriken sularda zıplayabilirsiniz. Cop oldu bak su cop yaptı diyerek hem hareket hem farklı duyumlarını fark ettiği oyunlar öfkesini rahatlatır.
- Çocuğunuz belirli bir duruma öfkelenebilir. Nasıl ki çocuğunuz üşüdüğünde hiç soğuk değil ki demek yerine üstüne bir hırka giydiriyorsanız öfkelendiği durumda ilk önce öfkesini kabul edin. Hmm bu durum seni kızdırdı, hiç hoşuna gitmedi gibi duygusunu kabul edin. Çünkü duygu benliğin en önemli temsilcilerindendir. Sürekli olarak ne var şimdi üzülecek, buna mı sinirlendin demek çocuğun benliğine sen yanlışsın, sen bilmezsin demek olur ve çocuk önce kendi duyumlarına, sonra duygularına sonra kendi ihtiyaçlarına duyarsızlaşır. Duyarsızlaşan çocuk ya çok sessiz ve tercihsiz, isteksiz olur ya da çok öfkeli olur. Bu yüzden ilk aşamada öfkelendiğini kabul edin, görün ve ona aktarın. Arkadaşın sana oyuncağı vermedi çok kızdın. Ardından öfkesi çok yoğunsa gel sarılalım diyerek onu destekleyin veya gel derin bir nefes alalım diyebilirsiniz. Daha baş edebilir düzeyde bir öfkeyse gel bir plan yapalım acaba arkadaşının ilgisini ne çekerdi, ona o oyuncağı sunabiliriz ya da gel sen bununla oynarken o da bunu isteyecek ve senin istediğini bırakacak o zaman alabiliriz diyebilirsiniz. Burada hem öfkesini anlamak hem de eline birkaç öneri sunmak uzun vadede yararlı olacaktır.
Rebee’yi ücretsiz indirerek ve bu konunun bildirim paketini listenize ekleyerek, bu konu hakkındaki uzman psikologların hazırladığı günlük hatırlatmalar, bilgiler içeren bildirimleri alarak farkındalığınızı arttırabilirsiniz. Uygulamadaki öfke odaklı aktiviteleri çocuğunuzla evde yaparak hem keyifli zaman geçirmiş olursunuz hem de çocuğunuzun öfkesini sağlıklı bir şekilde ele almış olursunuz.
Günlük hayatınızı etkileyecek derecede olumsuz bir durum yaşıyorsanız uzman desteğine başvurabilirsiniz.